İTFAİYE TEŞKİLATININ TARİHÇESİ

 

İTFAİYE TEŞKİLATININ TARİHÇESİ

 

 

İnsanoğlunun ateşi bulmasından itibaren faydalı kullanımından hep yararlanmaktadır.

Herhangi bir nedenle insan kontrolü dışında yangına dönüşebilen can ve mal kaybına neden olan yangından korunmak için ve her türlü söndürmeyi itfaiye teşkilatları tüm dünyada her topluluk tarafından kurulmuştur. İleride de açıklayacağım gibi ülkemizde de 15 nci yüzyılda itfaiye teşkilatı kurulmuştur.

Günün 24 saatinde görevini yürüten itfaiye teşkilatı mensupları için kurslar, okullar olduğu gibi günün koşullarına göre zaman uygun teknik bilgi ve gelişmelere uymak can ve mal kurtarma görevlerini sürdürmektedir.

Ateş, insanoğlunun yaşamına girmiştir, ister yıldırım düşmesi sonucu, ister kuru dalların birbirine sürtünmesi sonucu girsin, insanı daha ileriye ve daha iyiye götürerek yaşamının vazgeçilmez bir parçası olmuştur.

Uygarlığın bugünkü aşamaya gelmesinde ateşin yeri tartışılamayacak kadar büyüktür. Zaman zaman kafamıza takılan ‘Ateş olmasaydı insanoğlu bunun yerine neyi koyardı?’ sorusuna ‘Yine ateşi bulurdu’ yanıtı gelmektedir.

Ateşin faydalı olduğu bilindiği kadar kontrolden çıktığında çok büyük facialara neden olduğu da bilinmektedir.

Bilgisizlik, ihmallik, tedbirsizlik sonucu oluşan yangına karşı insanoğlu çeşitli önlemleri almıştır. Günümüzde bu önlemlerin en geliştirilmişi İTFAİYE örgütüdür. Ateşin olumsuzluklarını azaltmaya çalışan bu örgütün ülkemize kuruluşu 15. yüzyıldır.

Osmanlı padişahlarından III. MURAT Afet haline gelen yangınların önüne geçmek için 1579 yılında İstanbul Kadısına bir ferman gönderir. Fermanla her evde bir büyük fıçı su, dam yüksekliğinde bir merdiven bulundurulmasını yangın çıkan yerlerde halkın kaçmayıp yangını söndürmeye çalışmasını, bütün hususların kontrol edilmesini, istemesi itfaiye tarihimizde yangınlara karşı alınan ilk yazılı tedbir ve düzen olarak kabul edilir.

GERÇEK DAVUT adına alarak Müslüman olan bir Fransız Mühendis, 1715 yılında ilk yangın tulumbası yapar. 1718 yılında Tüfekhane ve Tophane de çıkan yangınlarda yapılan tulumbanın çok büyük yararı görülür. Bunun üzerine paşidah III. AHMET ve Sadrazam Damat İbrahim Paşa’nın emirleriyle 1720 yılında Gerçek Davut’un idaresinde Yeniçeri Ocağına bağlı TULUMBACI OCAĞI kurulur. Bu ocak, günümüz modern itfaiyesinin çekirdeğini oluşturur.

II.MAHMUT, her yönüyle bozulan Yeniçeri Ocağını 1782 yılında kaldırır. Buna bağlı olarak Tulumbacı Ocağı da dağılmak zorunda kalır. Bunun üzerine halk, kendi kendini korumak için semt tulumbaları kurmaya başlar. Ancak 1828 yılında BÜYÜK HOCA PAŞA YANGINI yeni bir teşkilat ve düzen ihtiyacını ortaya koyar. Zamanın yetkilileri yeni kurulan ASKER-İ, MANSURİ-İ MUHAMMEDİYE içinde bir tulumbacı taburu teşkil ettirir ve Yeniçeriliği hatırlatmaması için de YANGINCI TABURU adını verirle.

ABDÜLAZİZ devrinde İstanbul Şehremaneti ve Belediye daireleri kurulunca bu daireler birer tulumbacı takımı kurmuş olup, bunlara DAİRELİ adı verilmiştir. Bunlar, gündüzleri kendi işlerinde çalışan, geceleri tulumbacı koğuşlarında yatan kimselerdi.

1871 yılında meydana gelen BÜYÜK BEYOĞLU YANGINI bu kuruluşların yetersizliğini ortaya koyar. Padişah ABDÜLAZİZ’in emriyle, Macaristan’dan bu konuda uzman bir subay olan KONT SZEÇSENYİ ÖDAN getirilir. Bu kişiye paşalık rütbesi verilir ve çalışmalara başlar. 26 Eylül 1923 tarihine kadar bir başka deyişle İstanbul Belediye İtfaiyesine dönüşünceye kadar 49 yıl başarılı bir şekilde hizmet vermiştir.

Osman BİÇER

Emekli İtfaiye Müdürü

 

 

 
İTFAİYE HİZMETLERİ KARDEŞ SİTELER

www.ozelguvenlikturkiyem.tr.gg

www.zabitam.tr.gg

 
 
Bugün 42573 ziyaretçi (67863 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol